Mustafa Kemal Atatürk
- Ben diktatör değilim. Mustafa Kemal Atatürk
- Ben sizlerden biriyim. Mustafa Kemal Atatürk
- Kendimize benziyoruz. Mustafa Kemal Atatürk
- Duanın faydası yoktur. Mustafa Kemal Atatürk
- Din, körü körüne bağlanmaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Yetki, kayıtsız şartsız millete aittir. Mustafa Kemal Atatürk
- Her insan kendi vicdanını izleyebilir. Mustafa Kemal Atatürk
- Gerçekleri söylemekten korkmayınız. Mustafa Kemal Atatürk
- Bilim hayattaki en güvenilir rehberdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Hayattaki gerçek akıl hocamız bilimdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Malumdur ki, insan tabiatın mahlukudur. Mustafa Kemal Atatürk
- Kuran’ın yasalarını Muhammed yazmıştır. Mustafa Kemal Atatürk
- Silah arkadaşlığı, fikir arkadaşlığı demektir. Mustafa Kemal Atatürk
- Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî dini yoktur. Mustafa Kemal Atatürk
- Evvela sosyalist olmalı, maddeyi anlamalı. Mustafa Kemal Atatürk
- Vatanı korumak çocukları korumakla başlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Hiçbir şeyi tabulaştırma.Dogmalara karşı koy. Mustafa Kemal Atatürk
- En büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır. Mustafa Kemal Atatürk
- Eğitimde reform öğretmenin kafasinda başlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Özgürlük ve bağımsızlık karakterimi oluşturur. Mustafa Kemal Atatürk
- Demokratik olmayan hiçbir ülke özgür değildir. Mustafa Kemal Atatürk
- Din bakımından da bağımsız olmak zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk
- Uyuyan milletler ya ölür yada köle olarak uyanır. Mustafa Kemal Atatürk
- Ulusları kurtaran yegane kişiler öğretmenlerdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Dinlenmemek için yola çıkanlar asla yorulmazlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Özgürlüğün olmadığı yerde ölüm ve yıkım vardır. Mustafa Kemal Atatürk
- Uzlaşmaya meyilli olanlar asla devrim yapmazlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Cehalet; Yenilmesi gereken en büyük düşmandır! Mustafa Kemal Atatürk
- Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız. Mustafa Kemal Atatürk
- Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür. Mustafa Kemal Atatürk
- Bilim ve bilgi hayattaki en büyük güvenilir rehberdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz savaşı dua ile değil, Mehmetçiğin kanı ile kazandık! Mustafa Kemal Atatürk
- Vatana ihanetin nedeni olmaz! Er ya da geç bedeli olur. Mustafa Kemal Atatürk
- Türk çocuğu artık arap çölleri için kanını dökmeyecektir. Mustafa Kemal Atatürk
- Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan en geniş penceredir. Mustafa Kemal Atatürk
- Dünyada gördüğümüz her şey kadınların yaratıcı eseridir. Mustafa Kemal Atatürk
- Yurtta barış, yurtta barıştır. Ülkede barış, dünyada barıştır. Mustafa Kemal Atatürk
- Beni yıkmaya çalıştığınız günü görmeye ömrünüz yetmez! Mustafa Kemal Atatürk
- Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir. Mustafa Kemal Atatürk
- Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, lekedir. Mustafa Kemal Atatürk
- Fikirler, zorla ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez! Mustafa Kemal Atatürk
- Vazifeyi ihmale sürükleyen merhamet, memlekete ihanettir! Mustafa Kemal Atatürk
- Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmendir. Mustafa Kemal Atatürk
- Saf ve dürüst halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Kadınlarını geri bırakan toplum, geride kalmaya mahkumdur. Mustafa Kemal Atatürk
- Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, “bilimi” seçin. Mustafa Kemal Atatürk
- Çocukları her türlü istismardan korumak devletin en asli görevidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Ey efendiler, sorgulamayan insan cahildir. Sorgulatmayan ise zalim. Mustafa Kemal Atatürk
- Otorite, herhangi bir koşul ve rezervasyon olmaksızın, millete aittir. Mustafa Kemal Atatürk
- Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk
- Dini alet ederek yabancılarla işbirliği yapan yobazlara mürteci denir. Mustafa Kemal Atatürk
- Dünya insanlarına haset, hırs ve kinden vazgeçmeleri öğretilmelidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Düşünmeyen beyinler, düşüncesizlere esir olmaktan öteye gidemez. Mustafa Kemal Atatürk
- Ben başkalarının yaptığı ilkelere değil, ancak kendi ilkelerime uyarım. Mustafa Kemal Atatürk
- Milletim beni nereye isterse oraya gömsün. Yeter ki beni unutmasın. Mustafa Kemal Atatürk
- Kaza, kader, talih, tesadüf deyimleri Arapça'dır; Türkleri ilgilendirmez! Mustafa Kemal Atatürk
- Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir. Mustafa Kemal Atatürk
- Sanattan ve sanatçıdan yoksun bir millet tam bir varoluşa sahip olamaz. Mustafa Kemal Atatürk
- Her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır. Mustafa Kemal Atatürk
- Beni övme sözlerini bırakınız, gelecek için neler yapacağız onları söyleyiniz. Mustafa Kemal Atatürk
- Dine ihtiyaç duyan bir yönetici korkaktır. Hiçbir korkak, yönetici olmamalıdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Çabuk bana yeni bir din bul. Ağaç dini. Bir din ki, ibadeti ağaç dikmek olsun. Mustafa Kemal Atatürk
- Ordunun vazifesi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa kalkmaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Sakın kurtarıcı bekleme, yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız. Mustafa Kemal Atatürk
- Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, nesiller ister. Mustafa Kemal Atatürk
- Kralların ve padişahların istibdadına (baskılı yönetim), dinler mesnet olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk
- Şayet bir gün, çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun. Mustafa Kemal Atatürk
- Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk
- Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun. Mustafa Kemal Atatürk
- İyi bir öğretmen mum gibidir. Başkalarının yolunu aydınlatmak için kendini tüketir. Mustafa Kemal Atatürk
- Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Geleceğin savaşı beyin savaşı olacaktır. Bu savaşın zaferi eğitim yoluyla kazanılacaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Kara bağnazlık seni parçalamaya bile kalksa, başını vereceksin fakat eğilmeyeceksin! Mustafa Kemal Atatürk
- Ordumuz hayat ve onur mücadelesinde, milletin amaçlarının tek dayanak noktasıdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz ilhamımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk
- Umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Mustafa Kemal Atatürk
- Gerçekte Peygamberin ilk söylediği Kuran ayelerinin ne olduğu kati surette malum değildir. Mustafa Kemal Atatürk
- İlhamımızı cennetten veya görünmeyen bir dünyadan değil, doğrudan yaşamdan alıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk
- Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur.Sakın kurtarıcı bekleme. Mustafa Kemal Atatürk
- Karşısındaki durumu göremeyen ‘Genelkurmay Başkanı’ memleketine mutlaka bela getirir. Mustafa Kemal Atatürk
- Size Sesleniyorum. Unutmayın ki; En büyük savaş, Cehalete ve Gericiliğe karşı yapılan savaştır. Mustafa Kemal Atatürk
- Arapların dini Türkleri mahvetti” Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Mustafa Kemal Atatürk
- Tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkansızdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Özgürlük olmayan bir ülkede ölüm ve çöküş vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür. Mustafa Kemal Atatürk
- Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Mustafa Kemal Atatürk
- Türk milletinin elinde ve aklında tuttuğu meşale, ilerleme ve uygarlık yolunda ilerlerken pozitif bilimdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Beni görmek mutlaka yüzümü görmek anlamına gelmez. Düşüncelerimi anlamak, beni görmüş olmaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Hükümeti korumak için dine ihtiyacı olan zayıf bir hükümdar; İnsanlarını bir tuzakta yakalayabilirmiş gibi. Mustafa Kemal Atatürk
- Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Yaptığımız hizmetlerle övünmüyoruz. Yapacağımız hizmetlerin, iftihar sebebi olabileceği ümidiyle avunuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk
- Türk milleti, bir kelimesinin manasını bilmediği halde, Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Mustafa Kemal Atatürk
- Sizin gibi komutanları, subayları, er ve erbaşları olan bir milletin yabancı eller altında köle olması mümkün değildir. Mustafa Kemal Atatürk
- Türk ulusunun yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif bilimdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz daima gerçeği arayan, onu bulunca ve bulduğuna kani olunca açıkça söylemekten kaçınmayan insanlar olmalıyız.Mustafa Kemal Atatürk
- YENİ TÜRKİYE DEVLETİNDE Saltanat millettedir”, “YENİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin yapısı, VİCDANI milli egemenliktir. Mustafa Kemal Atatürk
- YENİ TÜRKİYE DEVLETİ Bir halk devletidir, halkın devletidir. Geçmiş dönemde ise bir kişin devleti idi, kişilerin devleti idi. Mustafa Kemal Atatürk
- Her millet uygun muameleyi talep etme hakkına sahiptir ve hiçbir ülke başka bir ülkenin topraklarını ihlal etmemelidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Arkadaşlar, efendiler ve ey millet iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. Mustafa Kemal Atatürk
- Söylenen her söz, Tanrı da söylese, Peygamberler de söylese, akıl, ahlak, bilim, erdem ölçülerine vurulmadan kabul edilmez. Mustafa Kemal Atatürk
- Taassup cahilliğe dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. bilim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı aydınlatmak lazımdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Türkler En nihayet Muhammed’in halifesi ünvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk
- Medeniyetin geri olduğu cehalet devirlerinde, fikir ve vicdan özgürlüğü zorbalık ve baskı altındaydı. İnsanlık bundan çok zarar görmüştür. Mustafa Kemal Atatürk
- Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Yüz sene, beş yüz sene, bin sene önce yaşayan bir toplum için yapılan kanunlarla bugünkü toplumları idareye kalkışmak gaflettir, cehalettir. Mustafa Kemal Atatürk
- Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Beni görmek demek, behemahal mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu kafidir yeterlidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Bilim, dünyada medeniyet için, yaşam için, başarı için en güvenilir rehberdir. Bilimden başka yol gösterici aramak, gaflet, cehalet ve sapıklıktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Ben, manevî miras olarak “hiçbir âyet, hiçbir dogma”, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım bilim ve akıldır. Mustafa Kemal Atatürk
- Felâket başa gelmeden evvel, onu önleyecek ve ona karşı savunulacak önlemleri düşünmek gerekir. Geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur. Mustafa Kemal Atatürk
- Halkını cehalet ile sefalete teslim eden yöneticiler yok olmaya; cehalet ve sefalete sürükleyen yöneticileri seçen halk ise köle olmaya mahkumdur. Mustafa Kemal Atatürk
- Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım. Mustafa Kemal Atatürk
- Yeni Türkiye'nin eski Türkiye ile hiçbir alakası yoktur. Osmanlı hükümeti tarihe geçmiştir. Şimdi yeni bir Türkiye doğmuştur. Gerçi millet değişmemiştir. Mustafa Kemal Atatürk
- Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlığı olmayan bir millet, insanlık önünde, hizmet etmekten daha yüksek bir davranışa tabi tutulamaz. Mustafa Kemal Atatürk
- Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur, din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka birşey değildir. Mustafa Kemal Atatürk
- Gördük ki, hayat zincirinin son halkası insandır. Bu zincire nazaran insanın sair memeli hayvanlar gibi, daha basit bir sınıfa ait cetlerden geldiği kanaatine varılır. Mustafa Kemal Atatürk
- İslam, Tarihin çöplüğüne ait bir dindir. Kavgacı ruhlu bir sübyancının uydurduğu bu çoban dini, medeniyet yolunda milletimizin ayağına vurulmuş bir prangadır. Mustafa Kemal Atatürk
- Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz. Mustafa Kemal Atatürk
- Tarih bize öğretir ki, ‘bütün dinler’, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen insanlar tarafından tesis olunmuştur. Mustafa Kemal Atatürk
- Mal ve mülk, bana ağırlık veriyor. Bunları, soylu milletime geri vermekle büyük ferahlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar; insanın serveti, kendi kişiliğinde olmalıdır! Mustafa Kemal Atatürk
- Gerçek kurtuluş ancak cehaletin ortadan kaldırılmasıyla olur. Cehalet kaldırılmadıkça toplum yerinde kalıyor demektir, yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir. Mustafa Kemal Atatürk
- Masum ve cahil insanları, yüzlerce Allah'a taptırmak veya Allah'ları muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir Allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. Mustafa Kemal Atatürk
- İnsanlar sürfeler gibi sulardan çıktıkları için önce, ilk önce ceddimiz balıktır. İşler daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler; biz maymunuz, düşüncelerimiz insandır. Mustafa Kemal Atatürk
- Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz maymunlarız; düşüncelerimiz insandır! İnsanlar, kurtçuklar gibi sulardan çıktılar. Tabiat insanları türetti. İlk ceddimiz balıktır. Türk’ün dini tabiattır. Türk yalnız doğayı kutsal sayar. Mustafa Kemal Atatürk
- İçmem lazım: Aklım zor ve hızlı bir şekilde acı çekmeye devam ediyor. Onu yavaşlatmalı ve zaman zaman dinlenmeliyim. İçmediğim zaman, uyuyamıyorum ve üzüntü beni şaşırtıyor. Mustafa Kemal Atatürk
- Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar. Mustafa Kemal Atatürk
- İnsanlık Allahı yarattı. Nihayet insanlık vicdanında bir kuvvet yarattı. O da işte Allah’tır. Herşeyi ondan beklediler, ondan istediler. Hastalıktan, felaketten korunmayı hep Allah’larından istediler. Mustafa Kemal Atatürk
- Muhammed, iptida Allah'ın resuluyüm diyerek ortaya çıkmamıştır, bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisinde hasıl olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk
- Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve alçaklıktan gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evlâdı kalmalıyım! Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım! Mustafa Kemal Atatürk
- Kudretsiz beyinler, zayıf gözler gerçeği kolaylıkla göremezler. O gibiler, büyük Türk Milleti'nin yüksek seviyesine nazaran geri insanlardır. Fakat zaman bütün gerçekleri, en geri olanlara dahi anlatacaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Evet Karabekir, Arapoğlunun yavelerini (uydurmalarını,saçmalıklarını) Türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler. Mustafa Kemal Atatürk
- Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilmin gelişmesini inkar etmek olur… Mustafa Kemal Atatürk
- Memleket ve milletin kurtuluşu ve mutluluğu için çalışmaktan başka bir maksadım yoktur. Bu, bir insan için kâfi bir sevinç ve haz temin eder. Benimle beraber olan arkadaşlarım, bütün vatandaşlarım da aynı maksadı takip etmektedirler. Mustafa Kemal Atatürk
- Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. Mustafa Kemal Atatürk
- Bugün bilimin, fennin, bütün kapsamıyla medeniyetin yaydığı ışık karşısında filan ve falan şeyhin yol göstericiliğiyle maddi ve manevi saadet arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni camiasındaki mevcudiyetini asla kabul etmiyorum. Mustafa Kemal Atatürk
- Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin… Kaderlerini ve hayatlarını falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacıların ellerine bırakan insanlardan meydana gelmiş bir topluluğa bir millet gözüyle bakılabilir mi? Mustafa Kemal Atatürk
- Milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tercübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim. Mustafa Kemal Atatürk
- Türkler; Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir arap milleti siyasetine müncer oluyordu. Mustafa Kemal Atatürk
- Ahlaksız bir Arabın dini görüşlerinden oluşan İslam artık ölmüştür. Belki çöldeki göçebe kabilelerine uygun olmuş olabilir, ama gelişmekte olan modern bir ülke için değil. Dine ihtiyaç duyan bir yönetici korkaktır. Hiçbir korkak, yönetici olmamalıdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Efendiler, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi mahsurludur! Vekillerin seçmesi en iyisidir. Nedenine gelince, yarın birisi çıkar 'beni halk seçti' diyerek krallığını ya da diktatörlüğünü ilan ederse, demokrasi tehlikeye girer! Tarihte örnekleri çoktur. Mustafa Kemal Atatürk
- Hiçbir şeyi tabulaştırma. Dogmalara karşı koy. Büyük devrimlere gereğin kalmayacak kadar devrimci kal yeter. Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur. Sakın kurtarıcı bekleme, yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım. Mustafa Kemal Atatürk
- YENİ TÜRKİYE'de hilafetin yeri yoktur. Herhalde hilafetin kaldırılması memleket ve millet için çok hayırlıdır ve pek az bir zamanda bütün iyilikler görünecektir. “Hilafet baş belasıdır” “Milli egemenlik kuralı, hilafetsiz Türk Cumhuriyeti ile en mükemmel şekline ulaştırıldı. Mustafa Kemal Atatürk
- Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinden; ikre, Bismi, Rabbi safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler. Mustafa Kemal Atatürk
- Din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk millerinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanı olan Arap çöllerine gitti. Artık Türk, cenneti değildir. Son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra. Mustafa Kemal Atatürk
- Kralların ve padişahların istibdadına/keyfine dinler mesnet/destek olmuştur. Krallar, halifeler, padişahlar etraflarını alan papazlar, hocalar tarafından yapılmış teşviklerle, ilâhî hukuka istinat/yaslanma etmişlerdir. Hâkimiyetin, bu hükümdarlara Allah tarafından verilmiş olduğu nazariyesi/fikrini uydurulmuştur. Mustafa Kemal Atatürk
- Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir. Mustafa Kemal Atatürk
- Arapların dini Türkleri mahvetti” Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir arap milleti siyasetine müncer oluyordu. Mustafa Kemal Atatürk
- Bizi yanlış yola sevk eden alçaklar, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve dürüst halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve alçaklıktan gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Mustafa Kemal Atatürk
- Bir de, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı. Mustafa Kemal Atatürk
- Çok değil; yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki; bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek, bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde bir birlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki; o gün geldiğinde her bir taraf diğerlerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır. Mustafa Kemal Atatürk
- Tarikatların gayesi kendilerine tabi olan kimseleri dünyevi ve manevi olan hayatta saadete mazhar kılmaktan başka ne olabilir? bugün Bilimin, fennin bütün şumulü ile medeniyetin parlak ışıkları karşısında falan veya filan şeyhin irşadı ile maddi veya manevi saadet arayacak kadar ibtidai insanların Türkiye medeni camiasında mevcudiyetini asla kabul etmiyorum. Tekkeler behemahal kapanmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk
- İktidara sahip olan hükümet ve devlet insanları gaflet ve sapkınlık ve hatta ihanet içinde olabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirerek düşmanla işbirliği yapabilirler. Millet, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezik ve bitkin düşmüş olabilir.Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Mustafa Kemal Atatürk
- Kimi yerlerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez, ya da bir peştemal ya da benzer bir şeyler atarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir, ya da yere oturarak yumulur. Bu durumun anlamı, gösterdiği nedir? Efendiler uygar bir ulus anası, ulus kızı bu şaşırtıcı biçime, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum ulusu çok gülünç gösteren bir görünüştür. Hemen düzeltilmesi gerekir. Mustafa Kemal Atatürk
- Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinden; ikre, Bismi, Rabbi safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler Islam’dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler. Yazacağınız Islam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm. Mustafa Kemal Atatürk
- İnsanlar ilk devirlerinde pek acizdi. Kendilerini koruyamıyorlar, hiçbir hadisenin de sebebini bilmiyorlardı. Kendilerini koruyacak bir kuvvet aradılar. Nihayet insanlık vicdanında bir kuvvet yarattı. O da işte Allah'tır. Herşeyi ondan beklediler, ondan istediler. Hastalıktan, felaketten korunmayı hep Allah'larından istediler. Fakat modern çağlarda insan herşeyi Allah'tan beklemedi. Ancak toplumdan bekledi. Her şeyin koruyucusu insan cemiyetidir. Bizi koruyan, refah içinde yaşatan toplumdur. Mustafa Kemal Atatürk
- Muhammed'in peygamberliğinin başlangıcına dair birçok eski rivayetler vardır. Bunlar artık efsanelere karışmıştır. Hakikatte peygamberin ilk söylediği Kuran ayetinin ne olduğu malum ve belki de mazbut değildir. Kuran sureleri Muhammed'e açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birinde, birdenbire bir taraftan inmiş değillerdi. Muhammed'in söylediği sureler uzun bir devirde dini düşüncelerinin ürünü olmuştur. Muhammed, bu surelere birçok çalıştıktan ve incelemeler yaptıktan sonra edebi şeklini vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk
- Milletimiz, yüzyıllarca bu saçma görüş açısından hareket ettirildi. Fakat ne oldu? Her gittiği yerde milyonlarca insan bıraktı. Yemen çöllerinde kavrulup yok olan Anadolu evlatlarının miktarını biliyor musunuz? Suriye’yi, Irak’ı korumak için , Mısır’da barınabilmek için, Afrika’da tutunabilmek için ne kadar insan yok oldu, bunu biliyor musunuz? Ve sonuç ne oldu, görüyor musunuz? Yeni Türkiye’nin ve yeni Türkiye halkının, artık, kendi yaşam ve mutluluğundan başka düşünecek bir şeyi yoktur, başkalarına verebilecek bir zerresi kalmamıştır! Mustafa Kemal Atatürk
- KAYNAKÇA:
-------------------------------------------------------------------
Kaynak: Kemal Arıburnu, Atatürkten Anekdotlar-Anılar
Kaynak: Atatürkten Düşünceler, Derleyen: Prof. Enver Ziya
Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, Afet İnan
Kaynak: Atatürk'ün emriyle liselerde okutulan tarih kitabı (1938), 2. cilt
Kaynak: Prof. İlkan Arsel, Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına
Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, s 30.
Kaynak: Andrew Mango, Atatürk, s 447.
Kaynak: Söylev ve demeçler, cilt 1, s 389. (1 Kasım 1938'deki son meclis konuşması)
Kaynak: Medeni Bilgiler, Afet İnan, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1969, s 364-365.
Kaynak: Andrew Mango, Atatürk, s 447
Kaynak: Afet İnan Atatürk Hakkında 1930
Kaynak: Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası; Emre Yayınları, Aralık 1991, s 165.
Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, Afet İnan
Kaynak: Atatürkün El Yazmaları, Medeni Bilgiler, Afet İnan
Kaynak: Türk Tarihinin Ana Hatları, 1930, Devlet Matbaası, s 220-221
Kaynak: Ruşen Eşraf Ünaydın, Atatürk Tarih ve Dil Kurumları, s 53.
Kaynak: Nokta Dergisi, 17 Kasım 1985
Kaynak: Afet İnan Atatürk hakkında Hatıralar va Belgeler 1968
Kaynak: Medeni bilgiler ve Atatürkün El Yazmaları, Afet İnan,
Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II., s. 217
Kaynak: Enver Behnan Şapolyo, Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, 1932, s 305.
Kaynak: Afet İnan, Atatürkün El Yazmaları, 2000'e Doğru Dergisi, 8. Sayı, s 15-16.
Kaynak: Mustafa Kemal'in yazdığı Afet inan imzasıyla çıkan Medeni Bilgiler kitabı 1931
Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
Kaynak: Atatürk -Kazım Karabekir-Paşaların Kavgası Syf,159
Kaynak: Andrew Mango, Atatürk Syf.447
Kaynak: ATATÜRK, 1933, 10.Yıl Nutku, Söylev ve Demeçleri
Kaynak: ATATÜRK, 1925, Kastamonu Nutku, Söylev ve Demeçleri
Kaynak: ATATÜRK, 1933, Milli Eğitim Bakanı Dr.Reşit Galip'e hitaben, İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
Kaynak: Atatürk, Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası
Kaynak: Atatürk, 1923, Adana Nutku, Söylev ve Demeçleri
Kaynak: Atatürk, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı

- Atatürk PDF Kitap linkleri:
Atatürk'ün Dil Yazıları Atatürk PDF
Takımın Muharebe Eğitimi Atatürk PDF
Bölüğün Muharebe Eğitimi Atatürk PDF
Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Atatürk PDF
Atatürk'ün Not Defterleri - Ali Mithat İnan PDF
Etimoloji, Morfoloji ve Fonetik Bakımından Türk Dili Atatürk PDF
Ta'lîm ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar Atatürk PDF
Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (Manevi kızı Afet İnan adıyla yayımlandı) Atatürk PDF
Atatürk’ün Yazdığı Şiirler
Bir Askerin Mezarına
Şurada, mezarının başında beyaz bir taş var.
Altında, savaş bayrakları dalgalanırken, kelleler uçarken,
Cesaretin sınırına ulaşmış, ölüm yarasıyla
Bu dünyaya veda etmiş bir asker yatıyor…
Dinlenmeye çekildiği bu mezarın başında
Silah arkadaşları üzüntüyle gözyaşı döktüler.
Kadınlar yas tuttu, yaşlılar inledi, çocuklar ağladı.
Şu söğüt ağacının gölgelediği mezarının üstüne
Bir miğfer ve kılıç bırakıldı.
İşte burası o değerli kahramanın dinlenme yeridir.
Ne mutlu ki, vatan toprağı onun için kucak açtı!
Mustafa Kemal — Harp Okulu öğrencisiyken yazmıştır.
———————————————————————-
Gerçek Nerede?
Ey gafiller! Hangi üç yüz yıl, hangi bin yıl?
Tuna Nehri öteden beri Türk yurdudur.
Tarihler bunu açıkça yazmamış olabilir,
Ama artık örtüler kalkıyor, gizlenenler ortaya çıkıyor.
Dinleyin; tarihin yeniden doğan sesini!
Karanlıklar aydınlığa, aydınlıklar şafağa dönüşüyor.
Yalan tarih gömülüyor, artık gerçek tarihe gidin!
Asya'nın ortasında Oğuz boyları vardı,
Avrupa'nın dağlarında onların torunları…
Biz doğudan çıktık, ama nerede olursak olalım
Kendimizi biliriz, tanırız.
"Türk" sadece bir milletin adı değildir,
Türk; erdemli insanların, insanlığın birliğidir.
Ey birbirine düşman olan kalabalıklar!
Ey gaflet içinde yaşayan insanlar!
Artık gözünüzdeki gaflet perdesi yırtılsın,
Ve görün…
Gerçek nerede?
Mustafa Kemal Atatürk
———————————————————————-
Beşike Olayı Üzerine
Vatanın feryadı
Vicdanlara bir yardım çağrısı gibi yükseliyor.
Yaralı bir annenin çocuğu,
Annesine yardım etmesin mi?
Rumeli can çekişiyor – nerede çare?
Onun sağlığı için birleşelim;
Kimseyi de incitmeyelim.
Zırhlı savaş gemileri her yeri tehdit ediyor,
Makedonya bu tehdidi destekliyor.
Bu durum, yok oluşumuzu onaylıyor gibi.
Yemen’in perişanlığı tüm dünyaca biliniyor.
Millet neden isyan etti?
Zulme karşı başka hangi delil gerekli?
Artık Tatarlar bile meydana çıktı!
Adalet yasaları nerede?
Milletin içinde mutluluğu koruyacak güç nerede?
Dışarıdan gelen himaye nerde?
Eski cesaretimiz nerede?
Ertuğrul gelse, eski ününü hatırlasa
Bize hayretle bakardı;
Vatanın eski kudretine sahip olamazdı,
Eğer yeniden fethe izin verilseydi bile…
Yıldırım Beyazıt şu halimizi görse,
Öfkesinden bizi yakardı.
Bizim hâllerimizi affeder miydi?
Bizi ve benzerlerimizi mahvederdi!
Ey İstanbul’un büyük fatihi!
Bu gidişat senin beğendiğin yol mu?
Çabayla elde edilen tüm kazanımlar
Yok olup gitti… ama neden olduğu belirsiz…
Vah, yazık oldu vatana, çok yazık!
Herkesin ağzından aynı söz çıkıyor:
“Eyvah! Yazık!”
Acısın bize artık… ah yazık!
Mustafa Kemal--Sinop, 25 Aralık 1905
———————————————————————-
Hayat SerenadıAtatürk’ün Salih Bozok’a yazdığı mektuptan :“Bir Fransız şairi hayatı şöyle tarif ediyor :
Hayat boştur:Biraz aşk,Biraz kin...Ve sonra — Günaydın!Hayat kısadır:Biraz umut,Biraz rüya...Ve sonra — iyi geceler! (Léon Montenaeken)———————————————————————-
İstibdat Kasidesi (veya Kırmızı İzler)
Kötü, eski ve çürümüş bir deri parçası gibi,
Uğursuz yüzlü bir varlık,
Karanlıklar içinde kararsız, dağılmış,
Sürekli düşünceli görünen, kendine özgü gizli fikirleriyle
Dünyaya karşı her gün ateş saçarak bizi tehdit ediyor,
Hırslı hayallerini daha da artırdı…
Mazlumları gördükçe, mağrur göğsüyle
Ailelerin kalbine tırnaklarını saplıyor.
Her bir mağdur bir köşede ağlıyor,
Vatan, ezilmiş evlatlarını görmeye dayandı…
Çoğumuz zindanlarda, sürgünlerde çile çektik.
Ey yaralı gazi, gözyaşlarıyla dolduk.
Ey kanlı ellerinle vatanın umutlarına engel olan,
Ey her santimi suçla dolu yolları gösteren,
Ey eski, çürük düzenin temsilcisi, fikirlerin katili,
Ey vatan gençliğinin, özgür insanların katili,
Ey varlığı bir millet için aşağılanma sebebi olan,
Yüzüyle dehşet ve vahşeti şeytana bile andıran,
Zindanları, sürgünleri, hapishaneleri doldur,
Esaret zinciriyle bütün duyguları dondur.
Nefesi yasakla, ebediyen sür ve sonra denizlere dök…
Her girdiğin evde kırmızı izler kalır…
İhanetin kâbusuyla vatan can çekişirken,
Geleceğimizi senin hırsın kemirirken,
Bir gün Rumeli dağları ışıkla aydınlandı,
Ve herkes hürriyetin nefesiyle uyandı.
Mustafa Kemal--Şanlı Ordu Gazetesi – 24 Kasım 1908
———————————————————————-
Tuna
Ey gafiller! Hangi üç yüzyıl, hangi bin yıl?
Tuna, öteden beri Türk yurdudur.
Tarihler bunu yazmamış olabilir,
Ama örtüler kalkıyor, gizlenen ortaya çıkıyor.
Dinleyin doğan tarihin sesini!
Aydınlık içinde gölgeli bir şafak yükseliyor.
Yalan tarih gömülüyor, gerçek tarihe gidin!
Nehirler, Türk'ün şaşmaz yol göstericisidir.
Her nehir Türk'ü tanır, Türk de her nehri.
Tuna kıyılarından eski Türkler geçti,
Tuna’yı yara yara ilerledi.
Kaç defa mı? Hangi defa mı? Sormayın boşuna.
Tarih bile bilmiyor bunu.
Tarih yetersiz, çocuk gibi.
Ama akın büyük, çok büyüktü.
Saymakla bitmez bu geçişler,
O kadar çok ki, Türk’ün Tuna’dan geçtiği zamanlar...
Tuna’nın yalnız kıyıları değil,
Yüzeyi de, dibi de birer yurttur.
Tuna, canlı ve ölümsüz bir Türk vatanıdır.
Türk, Tuna’nın üstünü yurt yaptı,
Bakarak, akarak, yararak geçti.
Altını da mezarlık yaptı.
Tuna'nın dibindeki Türk, onunla ruh buldu.
Tuna’nın sisi, güneşi onun örtüsü,
Toprağı ve çakılı onun yatağıdır.
Ve Tuna akıyor, “Ben Türk’ün vatanıyım” diyerek.
Tuna derindir, dibini göremezsin.
Türk coşkun Tuna gibi,
Tuna da coşkun Türk gibi…
Tuna yalnız bir vatan değil,
Türk’ü yeni ufuklara götüren eski bir yoldur.
İlk gidenler gerçek adamlardı,
Karşılaştıkları da insandı.
Yaradan dediğimiz, yaratan insandı.
İnsanlar yenileniyor,
Mekânlar yaşlanıyor.
Nesiller birleşiyor, coğrafya daralıyor.
Bırakılan yer çöktü,
Bırakmak zorunda kalan göç etti.
Yeni gelenler: “Haydi!” dedi,
Alpler: “Hoş geldiniz!” dedi.
———————————————————————-
Oğuz Oğulları
Asya’nın ortasında Oğuz boyları,
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları vardı.
Doğudan çıktık, ama batıda da biz vardık.
Nerede olsak, ne olsak da kendimizi biliriz.
Keşke tüm insanlar kendilerini bilseler,
O zaman anlaşılır ki, her yerde biz vardık.
“Türk” sadece bir milletin adı değil,
Türk, tüm erdemli insanların birliğidir.
Ey birbirine düşman olmuş kalabalıklar,
Ey gaflet içinde yaşayan insanlar!
Gözlerdeki gaflet perdesi yırtılsın artık,
Dünya o zaman görecek gerçeğin nerede olduğunu…
Gerçek nerede?
———————————————————————-

ATATÜRK DİKTATÖR MÜYDÜ? GERÇEKLER VE TARİHSEL BELGELERLE CEVAP
*
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyen bir lider, diktatör değil; halkını özgürleştiren bir devrimcidir.
*
Son zamanlarda bazı kişiler, özellikle medya üzerinden Atatürk’ü "diktatör" olarak nitelendiriyorlar. Bu tür söylemler, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken ortaya koyduğu liderlik tarzını bilmeyen veya kasıtlı olarak saptıran kişiler tarafından yayılmakta. Atatürk, sadece Türk halkının değil, dünya tarihinin de önemli bir figürüdür. Fakat onu anlamadan ya da yanlış anlamadan konuşmak, tarihsel bağlamdan sapmak demektir.
Bu yazıda, Atatürk’e yönelik "diktatör" suçlamalarının ne kadar yanlış olduğunu, tarihsel belgelerle ve Atatürk'ün kendi sözleriyle ortaya koymaya çalışacağız.
?1. Atatürk’ün Hedefi: Kişisel İktidar Değil, Ulusal Egemenlik
Atatürk’ün en temel ideali, halk egemenliğini sağlamaktı. Kendisinin nutuklarında en çok vurguladığı noktalardan biri, “egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu” ilkesi olmuştur. Bu, Atatürk’ün bir diktatörlük anlayışını reddettiğini gösterir. Atatürk’ün uyguladığı devrimler ve hazırladığı anayasalarla, halkın egemenliği bir kurumsal temele dayanmış ve halkın kendi iradesiyle devletin yönetilmesi hedeflenmiştir.
“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” ? Atatürk, Nutuk, 1927
?Örnek: Atatürk, 1921 ve 1924 anayasaları ile halkın egemenliğini perçinlemiş, Meclis’in yetkilerini sürekli vurgulamıştır.
?2. Seçimlere Katılmak: Diktatörler Seçim Yapmaz
Atatürk döneminde düzenli genel seçimler yapılmış ve halk bizzat temsilcilerini seçmiştir. Atatürk her seçimde, halkın karar verdiğini açıkça belirtmiştir.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” ? Atatürk, Nutuk, 1927
?Örnek: 1923, 1927, 1931 ve 1935 yıllarında yapılan seçimler, tek partili sistem altında dahi, halkın iradesini yansıtan seçimlerdi. Atatürk, bu seçimlerde sürekli olarak halkın kararını ön plana çıkarmıştır.
?3. Eleştiriyi Teşvik Etmek: Diktatörler Eleştiriyi Bastırır
Atatürk, bir diktatörün aksine, eleştirilere her zaman açık olmuştur. Hatta 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası kurularak çok partili hayata geçiş için denemeler yapılmıştır. Ayrıca, basın özgürlüğü konusunda da Atatürk'ün duruşu nettir: basını, halkı aydınlatmak için bir araç olarak görmüştür.
“Basın milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatmak ve yöneltmekte basının önemi büyüktür.” ? Atatürk, 1924
?Örnek: Atatürk, eleştirilen kararlarını bir diktatör gibi bastırmak yerine, halkı ve basını dinlemiş ve eleştirileri demokratik bir şekilde karşılamıştır.
?4. Kişisel İktidar Yerine Kurumsal İktidar
Atatürk, şahıs kültü yaratmaktan kesinlikle kaçınmış, her zaman toplumsal ilerlemeyi ön planda tutmuştur. Kendisinin heykellerinin dikilmesini istememiş, yaptıklarını kişisel övgüye dönüştürmek yerine milletin başarısı olarak görmüştür.
“Benim heykellerimi dikin diye emir vermedim. Benim heykelimin bir anlamı yoktur. Önemli olan, fikirlerimdir.” ? Atatürk, Falih Rıfkı Atay, Çankaya, 1930
?Örnek: Atatürk'ün liderliği, halkın ve kurumların egemenliğini sağlamak için gerçekleştirdiği devrimlerle şekillenmiştir.
?5. Atatürk’ün Bilime Olan Düşüncesi: Diktatörler Bilimi Bastırır
Atatürk, bilimin ve akılcı düşüncenin peşinden gitmiştir. 1933’te üniversite reformunu gerçekleştirmiş, Avrupa’dan bilim insanları davet etmiş ve halkın her kesimine eğitim imkanları sunulmuştur. Bir diktatör, halkını eğitmek ve bilgilendirmek yerine, onları sadece kendi egemenliği altına almak isterdi.
"Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir." ? Atatürk, 1930
?Örnek: Atatürk’ün Köy Enstitüleri gibi projeleri, bilimsel düşünceye dayalı bir toplum yaratmak için yapılmış devrimlerdi.
?6. Atatürk’ün Sağlık ve Güvenlik Alanındaki Müdahaleleri: Devletin Bekası İçin
Atatürk, devrimlerini yaparken halkı değil, devletin geleceğini gözetmiştir. Bunun yanında, ülkenin bütünlüğünü korumak amacıyla alınan önlemler, kişisel iktidar arayışından ziyade, ulusal güvenlik ve istikrarı sağlamayı amaçlamıştır.
“Devletin bekası söz konusu olduğunda, şahıs değil millet esastır.” ?Atatürk, 1925
?Örnek: Atatürk dönemindeki olağanüstü durumlar ve iç isyanlarla mücadelede devlet güvenliğini sağlamak adına İstiklal Mahkemeleri gibi geçici önlemler alınmıştır.
✅Sonuç:
Atatürk'ün liderliği, “diktatörlük” olarak nitelendirilemez. Gerçekten de Atatürk, kendi zamanının en modern ve ileri düşünceli liderlerinden biri olarak, halkına özgürlük, bilim, eğitim, kadın hakları ve çok partili hayat gibi devrimler sunmuştur. O, kişisel çıkarlarını asla düşünmeden, yalnızca milletinin çıkarlarını gözetmiştir. Atatürk’ü anlamak için, tarihsel bağlamından koparmadan, onun hedeflerini, ideallerini ve yaptıklarını doğru bir şekilde değerlendirmek gerekir.
“Benim Türk milleti için yapmak istediklerim sınırlı değildir; fakat hepsi milletin anlayışı ve kabiliyetiyle orantılıdır.” ? Atatürk, 1930, Konya Nutku
?
“Atatürk, halkının özgürlüğünü, bilim ve akıl ışığında büyütmek için ömrünü adamış bir devrimcidir. Bugünün gençliği, onu yalnızca tarihi bir figür olarak değil, kendi yarınının güvence altına alınması için bir vizyon kaynağı olarak görmelidir. O'nu bir diktatör olarak göstermek, sadece cehaletin ve karanlık oyunların bir ürünüdür. Bu oyunlara gelme, bilginin ve özgürlüğün ışığını takip et.”




